Gbm Beyin Tümörü
Glioblastoma multiforme (GBM), erişkin yaş grubunda en sık görülen primer beyin tümörüdür. Erişkinlerde kansere bağlı ölüm nedenleri arasında üçüncü veya dördüncü sırada yer alırken, çocuklarda ikinci sırada görülmektedir. GBM'in görülme yaşı ortalama 60 olup, ortaya çıkış şekli beyin uru olarak dikkat çekmektedir. GBM, erkeklerde kadınlardan daha sık görülmektedir. Cerrahi sonrasında uygulanan konvansiyonel fraksiyone veya stereotaktik radyoterapi dışında etkinliği kesin olarak kanıtlanmış başka bir tedavi seçeneği halen mevcut değildir.
GBM Oluşumunda Genetik ve Çevresel Faktörler
GBM, çoğunlukla bireysel olarak ortaya çıkan, herhangi bir ailesel veya çevresel risk faktörüyle direkt olarak ilişkisi olmayan beyin tümörleri olarak görülmektedir. Bununla birlikte, 17. kromozomda bulunan p53 tümör baskılayıcı genindeki değişimin baskın olabileceği ve bunun GBM oluşumunda önemli bir etken olduğu öne sürülmüştür. GBM belirtilerinin çoğunun doğrudan 60-70'li yaşlarda ortaya çıktığı bilinse de, bazı GBM hastalıklarında düşük dereceli tümörlerin zaman içerisinde habisleşmesi sonucu oluştuğu kabul edilmektedir. Bu şekilde genelde daha genç yaşlarda ortaya çıkan GBM belirtileri ikincil GBM'ler olarak adlandırılır. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda, tek bir genetik değişimin değil; birden fazla genetik değişikliğin GBM oluşumunda etkili olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, GBM'in genetik olarak doğrudan aktarılan bir kalıtsal geçişe sahip olmadığı kesin olarak kanıtlanmıştır. Kimyasal maddelerin ve çocukluk döneminde maruz kalınan radyasyonun, beyin tümörü oluşumu ile ilişkisi rapor edilmiş olsa bile, insanlarda GBM oluşmasında etkisi olan çevresel bir faktör bilinmemektedir.
GBM Oluşumundaki Faktörler
GBM, çoğunlukla beynin beyaz cevherinin derinliklerinde meydana gelir. Dağılımı göz önüne alındığında, ön ve yan beyin lobları GBM'in en çok ortaya çıktığı bölgeler olmakla beraber belirtilerin %30'undan fazlasında, tümör beynin arka yan kısmını da içine almaktadır. Tümör beynin derinde bulunan çekirdekleri olan talamusa ve bazal gangliaya kadar gelirse cerrahi işlem zorlaşır. GBM, çok nadiren de olsa beyincikte yerleşebilir. GBM hastasında klinik belirtiler, doğrudan tümörün bulunduğu beyin alanına bağlıdır. Çoğunlukla tümör dokusunun miktarına bağlı olarak artan kafa içi basınç vardır. Baş ağrısı, kusma, bulantı, ense sertliği, uykuya meyil, çift görme ve gözde hareket kısıtlılığı görülebilir. Şu anda, GBM tanısında kullanılan güvenilir bir kan testi mevcut değildir.
GBM Beyin Tümöründe Tedavi
GBM'de halen geçerli olan standart tedavi; hastanın yaşı, performans durumu ve tümör yerleşim alanı göz önüne alınarak yapılan geniş cerrahi tümör çıkarımı ve sonrasında bölünmüş olarak uygulanan konvansiyonel radyoterapidir. Bunlara ilave olarak, temelde nitrozüre grubu kemoterapötik ilaçlar da tedaviye ilave edilebilir. Son zamanlarda gen tedavisi, kök hücre tedavisi, moleküler tedaviler gibi çeşitli yöntemler denenmektedir. Ancak, GBM'de kesin tedavi yapılamamaktadır. Cerrahi rezeksiyonda temel amaç, mümkün olan en az yapısal ve işlevsel kayıpla olabildiğince çok tümör dokusunun çıkarılmasıdır. Ameliyat ile sağlanan rahatlama, tümör dokusunda hızlı bir şekilde hücre azalmasına, dirençli tümör hücrelerinin kaybolmasına ve böylece ek tedavi metotlarının etkisinin çoğalmasına katkıda bulunur. Ameliyat sonrasında beyinde oluşan bu rahatlama, aynı zamanda kafa içi basıncın düşmesini ve nörolojik fonksiyonların düzelmesini de sağlar.
|