Beyin baloncukları, beyin damarlarının duvarlarındaki zayıflamadan kaynaklanan şişliklerdir. Bu baloncuklar, çevresindeki dokulara baskı yaparak fonksiyonel olarak çalışmasını engelleyebilir. Özellikle baloncuk patladığında, hastada hayati risk oluşturabilir. Beyin baloncukları, enfeksiyon, travma, kafaya alınan şiddetli darbe, hipertansiyon, sigara ve madde kullanımı, genetik hastalıklar, bağ dokusu bozuklukları ve polikistik böbrek hastalığı gibi pek çok nedenden dolayı oluşabilir. Küçük ve yırtılmamış baloncuklar, herhangi bir belirti vermeyebilir. Ancak, baloncuk yırtıldığında kanama olur ve bu durum ciddi komplikasyonlar ve hayati risk oluşturabilir. Yaşanabilecek belirtiler arasında bilinç kaybı, nöbet, ense sertliği, baş ağrısı, boyun ağrısı, mide bulantısı ve kusma, yüzün tek tarafında uyuşukluk sayılabilir.

Beyin baloncuk hastalığında tedavi genellikle ameliyat ile yapılır. Önemli olan ayrıntılı tanının konulması ve tedavinin zamanında yapılmasıdır. Kanamaya yol açmadan baloncuğa müdahale edilmelidir. Ameliyattan bir gece önce hastanın herhangi bir şey yiyip içmemesi gerekir. Hasta ameliyata alınmadan önce tansiyon, diyabet, kalp gibi rahatsızlıklar detaylı olarak incelenir. İncelemeler sonucunda ameliyatın türüne karar verilir. Beyin baloncuk ameliyatında genelde iki teknik kullanılır. Standart ameliyat seçeneği olan açık beyin ameliyatı sık tercih edilse de, hastanın genel durumu, yaşı, cinsiyeti, baloncuğun yeri ve çeşidine göre endovasküler tedavi yöntemi de kullanılabilir.

Açık beyin ameliyatı, hem hasta hem de cerrah açısından oldukça zor ve riskli bir işlemdir. Açık beyin baloncuk ameliyatında, hastanın kafatasının bir kısmı çıkarılarak baloncuğun bulunduğu bölgeye ulaşılır. Ulaşılan damara klip adı verilen bir tür mandal yerleştirilir. Bu klip sayesinde baloncuğun içine kan akışı önlenir, baloncuğun patlaması ve ileride ciddi bir komplikasyon gelişme olasılığı minimuma indirilir. Ameliyatın en ciddi riski, ameliyat anında damarda yırtılma ya da baloncuğun patlamasıdır.

Ameliyat genel anestezi altında yapılır. Hastanın pozisyonu, lezyon üstte kalacak şekilde ayarlanır. Bölgede açılacak kesi yeri tıraşlanır ve özel ilaçlarla temizlenir. Kafatası, dril adı verilen bir matkap yardımıyla delinir ve açılan delikten özel aletler kullanılarak kemik tabakası çıkarılır. Alınan tabaka steril bir ortamda ameliyat tamamlanana kadar muhafaza edilir. Dura adı verilen dış zar açılarak beyin açığa çıkarılır. Beyin lopları arasında doğal aralıklar açılır, bu sayede damarlara erişilir. Baloncuk etrafında damar ve sinir varsa birbirinden ayrılır. Bu esnada hafif kanama oluşabilir ve bu durum oldukça dikkatli bir şekilde yönetilmelidir. Klip, bu aşamadan sonra bölgeye yerleştirilir. Dura kapatılarak çıkarılan tabaka tekrar yerine koyulur ve ameliyat uygun şekilde sonlandırılır.

Hasta ameliyatın ardından yoğun bakıma alınır. Damar yolu ve idrar sondası takılır. Hasta uyandıktan birkaç saat sonra herhangi bir komplikasyon yoksa hasta odasına alınır. İlk gece hasta hemşire tarafından sıkça takip edilir. Devamlı olarak nabız, tansiyon ve bilinç kontrolü yapılır. Ağrılar için damar, kalça ve ağız yoluyla ağrı kesici verilir. Bir gece atlatıldıktan sonra idrar sondası çıkarılır, hasta ağız yoluyla beslenmeye başlar ve ayağa kaldırılarak yürütülür. Hasta ameliyatı takip eden üçüncü gün kendi yürüyebilir pozisyona gelebilir. Eğer hasta kendini iyi hissediyorsa ve anormal bir durum yoksa beşinci ile yedinci gün arası taburcu edilebilir.

Endovasküler tedavi, kasık bölgesinden uygulanır. İnce bir tüp yardımıyla beyin baloncuğuna erişilir. Baloncuğun iç kısmı yaylı özel bir dolgu maddesi ile doldurulur. Bu işlem, bir nevi baloncuğun kapatılması işlemidir. Ameliyattan sonra iyileşme süresi iki ayı bulabilir. Klipleme yöntemine göre daha kolay ve riski daha az olan bir cerrahidir.