Beyin anjiyosu, kasık atardamarından girilerek kateter adı verilen ince ve esnek bir tüpün beyne giden damarlara kadar iletilmesiyle yapılan bir işlemdir. Bu işlem sırasında kontrast madde enjekte edilerek beyin damarlarının durumu değerlendirilir. X ışınları kullanılarak damar ağ yapıları incelenir ve bu sayede beyinde oluşan hastalıkların teşhisi ve damarların durumu hakkında bilgi edinilir.

Beyin anjiyosuna girecek olan hasta, kontrast maddeye alerjisi varsa, hamilelik söz konusu ise, böbrek hastalığı varsa, kan pıhtılaşma sorunu yaşıyorsa veya kullandığı ilaçlar varsa bunları uzman hekime bildirmelidir. Ayrıca, hastanın en az dört saat öncesinde yemek yemiş olması ve aç olması gerekmektedir.

Beyin anjiyosu, anjiyografi odasında X ışını makinesiyle yapılmaktadır. Hastanın damarlarına ulaşabilmek için kasıktan kateter yardımıyla girilerek, kalbin arka tarafından beyne giden damarlara ulaşılır. Bu işlemden önce kasık bölgesi lokal anestezi ile uyuşturulur. Buradan arterin içine iğneyle girilir ve kateterin ulaşacağı yerler kontrast madde ile gösterilir. Bu madde hastaya elle ya da makineyle verilebilir. İlk enjeksiyon anında kişide bulantı, baş dönmesi ve yanma gibi yan etkiler görülmesi olağan bir durumdur. Beynin sağ ve sol damarları değişik açılardan görüntülenir ve bu sırada beyinde birçok röntgen çekilir. Son yıllarda bu işlemler koldan yapılmaya da başlanmıştır.

Beyin anjiyosu, beyin damarlarının ve beyinde oluşan yapısal bozuklukların nedeninin incelendiği ve tedavi amaçlı da kullanılabilen bir işlemdir. Ancak, oldukça hassas bir yapıya sahip olan beyinde bazı riskler ortaya çıkabilir. Bu riskler şunlardır: