Beyin kanseri, genellikle beynin herhangi bir yerinde başlayıp beyne metastaz yapan ve beyinde oluşan tümörlerdir. Çoğunlukla dokuz yaş altı ve elli beş yaş üstü insanlarda daha sık rastlanan bu kanser türü, beyaz ırkta ve erkeklerde daha yaygındır. Beyin kanserinin semptomları tıbbi olarak teşhisi zorlaştıracak şekilde zaman zaman yok olup zaman zaman yeniden ortaya çıkabilmektedir. Bu semptomlar söz konusu olduğunda, beyin içi basıncın artmasından şüphelenerek tam bir teşhis için kafayı görüntülemek gerekmektedir. Bu sebeple beyin tomografisi veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) çekilmektedir.

Beyin kanseri, baş içerisinde büyüyerek beyin üzerine baskı yapar ve kişi sürekli baş ağrısından şikayet eder. Tümörlerin bulundukları bölgeye veya baskı yaptıkları yere uygun belirtiler vermektedir. Beyin içinde yer kaplayan tüm durumlarda olduğu gibi, öncelikle beyin içi basıncın artmasına bağlı olarak belirtiler göstermektedir. Kanser yayılır ve büyümeye devam eder, beyin içinde yer olmadığı için kafa üzerinde baskı yaparak kişinin yaşama yetisini olumsuz etkiler. Kafa baskı altında kaldığında, normal işlevlerini yavaş yavaş yerine getiremez hale gelir.

İyi huylu beyin tümörleri, beyin hücresinden kolayca ayrılabilir ve büyük oranda çıkarılabilmektedir. Bu sebeple ameliyat sonrası sonuçlar genellikle pozitiftir. Ancak, tümör beyinde yaşamsal öneme sahip bir bölgede bulunuyorsa, cerrahi müdahale sonrası sonuçlar olumsuz olabilir. Yavaş büyüme hızına sahip olmalarına rağmen, öldürücü olmasalar bile bu beyin tümörleri kişinin vücudunda kalıcı hasarlara ve fonksiyon bozukluklarına neden olabilir. İyi huylu tümörler, özellikle beyinciğe yakın bölgelerde yer alıyorsa ameliyatta kişi felç kalabilir veya ölebilir. Ameliyat edilmezse baş ağrıları ve denge bozukluklarıyla yaşamak zorunda kalabilir.

Kötü huylu beyin tümörleri, çok hızlı üreyen, balçık kıvamında ve cerrahi müdahale edilmesi oldukça zor olan tümörlerdir. Ameliyat edilseler bile belli bir zaman geçtikten sonra yeniden nüksederek beyine baskı yapmaya devam ederler. Cerrahi müdahale sonrasında bile, hasta en fazla beş yıl yaşam şansına sahiptir. Beş altı ay gibi kısa bir sürede hastanın ölümüne neden olan bu tür tümörlerin tedavisi zordur. Tümör kurutularak dondurulsa bile yeniden üreyerek kişinin hafızasını ve hayatını elinden alarak ölüme yol açar. Bu tür tümörlerin yüzde 99'u ölümle sonuçlanır ve kişinin kurtuluşu mümkün değildir.

Sürekli baş ağrısı ve kusma, sara benzeri bayılma nöbetleri, ilerleyen zamanlarda beyinde daha da yayılıp vücudun bazı kısımlarında felç gözlenebilir. Kişilik bozuklukları, tanıyamama sorunları ve daha sonra hastanın durumu kötüleşerek ölümle sonuçlanır. Bu sebeple belirtiler şaka gibi alınmamalıdır. Eğer bu belirtileri yaşıyorsanız, en kısa zamanda doktora gidip tedaviye başlamanız gerekmektedir. Hastalık erken evrede teşhis edilirse ve hastalık dişi değil de erkekse, kurtulma şansınız daha yüksektir. Bu hastalıkta en önemli kurtuluş nedeni, moralin yüksek tutulmasıdır. Kişi huzursuz ortamlardan uzak durmalı ve her zaman mutlu olmaya çalışmalıdır. Olumsuz yanlarını değil, olumlu yanlarını görmeye çalışarak hayatınızdan huzur ve sağlık eksik olmasın.

Beyin kanseri tedavisinde cerrahi müdahale dışında radyoterapi ve kemoterapi gibi yöntemler de kullanılmaktadır. Ancak bu tedavilerin etkinliği, tümörün türüne ve evresine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Hastaların yaşam kalitesinin artırılması ve semptomların yönetilmesi için destekleyici tedaviler de önemlidir.

Sonuç olarak, beyin kanseri ciddi bir hastalıktır ve erken teşhis ile tedaviye başlamak hayati önem taşır. Herhangi bir belirti fark edildiğinde zaman kaybetmeden doktora başvurulması gerekmektedir.