Beyin Anevrizması Beyin anevrizması, beynin damar yapısında kalıcı bir balonlaşmayı ifade eder. Beyin anevrizmaları, yerleşim yerine, oluş sebebine, damarlarla ilişkilerine, şekil ve büyüklüklerine göre farklı türlere ayrılmaktadır. Genellikle toplumda görülen anevrizmalar, doğuştan olan damar bozukluklarına zamanla eklenen ve kan akışıyla ilgili sorunlarla ortaya çıkan, damar ayrılma noktalarında ya da atardamar çatallanmasında görülen, genellikle kiraz görünümünde olan anevrizmalardır. Beyin anevrizması, toplumda en fazla 40-60 yaş arasında, genellikle ağır bir beyin kanamasıyla ortaya çıkar. Ancak, çok erken yaşlarda da beyin kanamasıyla birlikte görülebilir. Beyin Anevrizmasının Oluşumu Beyin damarlarının yapısı, diğer organlardaki damar yapısından farklıdır. Beyindeki damar duvarında bulunan katmanlar bazı insanlarda daha zayıf ve eksik olabilir. Bu nedenle atardamar çatallanma yerlerinde ya da damarların çıkışında, damar duvarında bulunan kas tabakasında ve iç duvarındaki elastik tabakada meydana gelen defektler, damarda balonlaşmaya ve dolayısıyla anevrizma oluşumuna yol açabilir. Doğuştan damar zayıflığına, kan akışıyla ilgili etkenlerin eklenmesiyle anevrizmanın oluştuğu düşünülse de kesin neden bilinmemektedir. Beyin Anevrizmasını Tetikleyen Risk Faktörleri Beyin anevrizmasının görülme sıklığında bölge ve ırk özellikleri oldukça önemlidir. Bazı ailelerde ve toplumlarda bunun görülme sıklığı daha fazladır. Bu nedenle genetik etkenlerin bu duruma etkili olduğu düşünülür. Yapılan araştırmalarda bazı genetik bilgilere ulaşılmışsa da, bunların ne olduğu ve etkileri tam olarak bilinmemektedir. Genellikle hastaların onda birinde ailesel yatkınlık olduğu görülmektedir. Bu kişilerde anevrizma, erken yaşlarda ve ağır seyretmektedir. Polikistik böbrek hastalığı, Marfan sendromu ve bazı sistemik bağ dokusu rahatsızlıklarında beyin anevrizması daha yüksek oranda görülür. Yaş ve cinsiyet de önemlidir; 40-60 yaş arası kadınlar bu durumdan daha fazla etkilenir. Sigara kullanımı, yüksek tansiyon, kanda iltihaplanma, alkol bağımlılığı ve kafaya alınan darbeler anevrizma oluşumunda etkili olabilir. Beyin anevrizmasının doğal seyirinde %90 üzerinde anevrizmanın yırtılması ve kanamasıyla ortaya çıkar. Klinik tabloda, anevrizmaya eşlik eden ağır beyin kanamasının ve komplikasyonların tedavi edilmesi gerekir. Beyin Anevrizması Belirtileri ve Tanısı Hastalarda %10 kadarında anevrizma, çevre beyin yapılarında bası oluşturarak bazı nörolojik bulgular ortaya çıkarmaktadır. Bu bulgular şunlardır:
Hastalarda olan bulgular doğru değerlendirilirse, anevrizma kanamadan teşhis edilebilir. Bazen hastalara başka bir nedenle yapılan görüntüleme tetkiklerinde anevrizma tanısı konulabilir. Bu şekilde kanama olmadan anevrizmanın teşhis edilmesi, hasta için oldukça iyidir. Beyin anevrizması tanısında, bilgisayarlı beyin tomografisi (BT), serebral anjiyografi ve serebral manyetik rezonans (MR) gibi tetkiklerden yararlanılır. Beyin Anevrizması Tedavisi Hastalarda beyin anevrizması tanısı konulursa, hemen yaşamsal fonksiyonların takip edilmesi için monitorizasyon girişimleri yapılır. Bu şekilde hastanın beyin fonksiyonları ve kanlanma gibi etkenler izlenir ve ameliyat için hasta hazırlanır. Yapılan işlemler 72 saat içinde tamamlanmalıdır. Hastanın ilk 6 saat içinde ameliyata alınması oldukça önemlidir. Ameliyatta amaç, kanamaya neden olan anevrizmanın özel bir alaşımdan yapılan klip denilen malzemeyle kaplanması ve beyin damarlarının bundan zarar görmemesidir. Ameliyattan sonra hastalar yoğun bakım ünitesine alınır ve ileri takip ve yoğun tedavi uygulamalarına tabi tutulur. Bu şekilde anevrizmanın yeniden kanaması ve beyne hasar vermesi önlenmektedir. Hastalar en az 14 gün hastanede kalır. Bundan sonra hastanın normal yaşamına geri dönüşü kendisine bağlıdır. Hastalarda bazen ağır nörolojik işlev bozukluğu ya da hafif derecede bozukluk olabilir. Ancak gelişen teknikler sayesinde hastalarda daha az komplikasyon görülmektedir. Genellikle ameliyatın ardından 1 ay içinde hastalar yaşamlarına adapte olabilir. |